Bir atletin karşılaşabileceği en zorlu yolculuk hangisidir? Himalaya’ya yapılan ilk tırmanış mı? Antarktika’da -50 derecede yapılan bir keşif mi? Japonya’nın zorlayıcı özelliklere sahip aşırı büyük şelalelerinde bir kaya tırmanışı mı? Dünyanın ilk E11 trad rotasını deneyimlemek? Veya bir çocuk ve hatta daha da zoru birkaç çocuk yetiştirmek mi?
Deneyimli tırmanışçılar ve The North Face'in atletleri olan Caroline Ciavaldini ve James Pearson’ın ilk çocuğu Arthur dünyaya geldiğinde, ebeveyn ve atlet olarak rollerini birleştirmeleri gerekti. Bunu yaptıklarında ise daha önceden hiç karşılaşmadıkları zorluklarla karşılaştılar.
Sponsorlarını kaybedecekler miydi? Tırmanış becerileri ve düşünce yapıları etkilenecek miydi? Ve en büyük soru: Tırmanış yolculuklarını bir çocuk büyütmekle ortak bir noktada buluşturmak mümkün olacak mıydı? Beklemedikleri şey aldıkları zor kararlara gelecek olan tepkiler ve günümüzde ebeveynlik yapmakla ilgili sorulardı.
“Çocuk sahibi olmak bakış açımızı tamamen değiştirdi ve hayatımıza tırmanış yapmanın ötesinde bir anlam kazandırdı,” diyor Caroline. “Benim açımdan annelikte başarılı olmak, bazen risk alıp ve pişman olmadan yaşamak anlamına geliyor. Arthur’un hayatımıza girmesi bu düşüncemi daha da güçlendirdi.”
Tırmanış dünyasının en iyi atletlerinden ikisinin gözünden ebeveyn olma yolculuğunu, alınan kararları, mutlu ve zor anlarını anlatan New Life filminde konuk olarak yer alan The North Face Global Athlete takım kaptanı Hilaree Nelson ve Freeride World Tour snowboard şampiyonu Xavier De Le Rue riskli bir kariyerde ebeveynlik yapmaya dair kendi tecrübelerini de aktarıyorlar.